space

space

Ah Turgut

Tanıştırayım, soyadım Uyar. Ben zaten Turgut Uyar'ı tanıdığımdan beri memnunum, ama siz de memnun olun istiyorum. Aslında memnun olup olmamanız umrumda değil. Aslında ben de memnum değilim pek. Çünkü Uyar olmuşum bir kere, her şey yolunda, ama Tomris olamıyorum. Ailem de zamanında adımı Aybala koymadığı için her şey üstüme üstüme geliyor. 

Her zamanki gecelerden birinde elim Göğe Bakma Durağı'na gitti. Kapağı yeşil olan bir kitabı sevmemem imkansız. Kaldı ki kitap Göğe Bakma Durağı. Kitabı açıp- aslında uzatmak istemiyorum. Size şu şiir kurma çalışmasını bırakıp, usulca gitmek istiyorum. Çünkü yirmi yaşında, sevilmek ne demek bilmiyorsanız, hayat bazen sizi çat! diye kırıveriyor. Çift olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmemeniz sonucu öyle bir tek kişilik hayata adıyorsunuz ki kendinizi, sonra bir bakıyorsunuz, baya baya üç kişilik genişlikte bir tekil hayatınız var. Gelgelelim, hasta hasta Pokemon izlerken sarılacağınız bir koku, bir hırka, bir ses yok. Bilmiyorum.

Bütün hayatımı Tomris'e imrenerek geçirdim. Turgut için bir Uyar olmuşum, her şey yolundaymış, ama Tomris olamıyorum.
Affet beni Turgut.

seni sonsuz biçiminde buldum o biçimi almıştın
sandviçlerle, kötü şehirle, terle başbaşa kalmıştın

yürüdü üstüne herkesin neonu, herkesin babaannesi
herkesin en eski olan kökü, en eski hanesi

yeşili bozup suya çevirdin, akşamı sonsuz uzattın
ne buldunsa o akşama uygun, ne buldunsa ona kattın

perdeler uzundu, rüzgar kısa, masalar üç bacaklı
masalar dört bacaklı, rüzgarlar uzun, perdeleri kısalttın

sen bir atmacanın en uzun çığlığısın her tür gökte
göğü büyüttün, otobüsleri aldın, şehirleri ufalttın

yıkılan bir kedi bir süre olarak doldurur sesini
seversin bir kanaryanın sesinden çok kendisini

denizi ve ormanı, açlığı ve başkaldırmayı ayırmadın
bırakılmış bir köşebaşının en güzel tanımıdır adın

seversin diye söylerim her şeyi, sana uygun olsun
çünkü her şeyin birbirine uygununu sen bulursun

gel ellerini ver en güzel ellerini öyle
ruhum, ateş yüreğim, kokum, birlikte öyle

2 yorum:

  1. "Çünkü yirmi yaşında, sevilmek ne demek bilmiyorsanız, hayat bazen sizi çat! diye kırıveriyor." bunu biliyorum. Fakat sorun değil cancağızım.

    YanıtlaSil
  2. yaşanıp gidiyor be melda. tekzen'li penseli, vidalı...

    YanıtlaSil