space

space

eller aşağı, elleri aç, öne, arkaya

Dün bu vakitlerde çok garip bir olay gerçekleşti. Hayatımda ilk defa kavga ettim. Hayatımda ilk defa kavga ettim, ve hayatımda ilk defa birtakım lafları kol gibi sokmayı başardım. Bunun sonucunda oda arkadaşlarımdan biri beni siklemeyip odayı terk edince, yumruğumu tüm gücümle duvara geçirdim. Sonuç olarak elimde çatlak bir kemik ve birtakım sorular kaldı.

Çok garip değil mi lan? Yani ben, aslında bir türlü yola koyamadığım insan ilişkilerimi sorgulamayı uzun süre önce bırakıp, hayatıma devam ettim. Bir şeyler oldu, oldu ve oldu. On dokuz yıldır boynuma nasıl oldu da, ilişkinin içine sıçılır tabelası asmadım, merak ediyorum. Aslında merak ettiğim şey çok daha başka, ben akıl ve ruh sağlığımı nasıl korkuyorum? Ya da koruyor muyum? Aslında kolumu çatlatmış olmam tüm bu sorulara gayet açık bir cevap veriyor. Ama yine birkaç tane daha ne bileyim.

Şu andan itibaren düşünmeden yazıyorum. Oysa şeker gibi insanım. En hassas olduğum nokta, en sinir olduğum nokta, beni bir Mr. Blonde olmaya en çok yaklaştıran nokta; geçiştirilmek. Biri beni geçiştirdiği anda sanki ayakkabımın içinde bir ustura oluşuyor. Sanki. Çok sanki var lan. Sağ kolum ağrıyor. Kafam ağrıyor. Ben, ben uzak durmak istiyorum. Halı istiyorum, pencerenin önünde çiçek yetiştirmek istiyorum. Kafam sikilmesin istiyorum. Yorulmamak istiyorum. Dört haftadır yorulacak hiçbir şey yapmadım. Otobüse binip bir yere gitmedim. Arkadaşlarımla oturup bir bira içmedim. Denizin dibinde olmama rağmen denize bakmadım. Odadan çıkmadım. Uyudum. Uyumakla uyumamak arasındaki o evrede tıkıldım kaldım. Ki o evre ne kadar eğlenceli. Kafanın ister istemez şekerli olduğu dakikalar. O dakikalarda her şeyi yapabilirim. Uçabilirim. Tekme atabilirim. Sevişebilirim. Ama yok. Ama hayır. Ama ben yoruluyorum. Ama bunun adı büyümek, ama bunun adı deneyim. Ama bunun adı komşunun kızı iki yıl yurtta kaldı sen de kalmalısın. Ama bence bunun adı ben o bahsi geçen ağzına sıçtığımın komşu kızı değilim ve ayakkabımın içinde bir ustura hissediyorum.

Uykuyu arttırdım. Sigarayı arttırdım. Kolumu çatlattım. Ayakkabımın altında ustura hissediyorum. Bugünlük bir eve sığındım ve yarın eve dönüyorum. Sonra ne olacak? Oysa daha gencim. Oysa yarını düşünmekten yorulmak diye bir şey benim için olmamalı. Ne yapmamı bekliyoruz? Geçen gün çok yürüdüm ve sigara borcumu ödedim. Geçen gün neler yaptım. Geçen günün hiçbir şey yapmıyorken öyle yoruldum ki hala yorgunluğu üstümden atamadım. Yarın da yorgun olacağım. Uzun süre yorgun olacağım çünkü amına koyayım, çünkü bilmiyorum. Çünkü bacağımdaki morluk geçmiyor, çünkü hava çok güzel ama iğrenç bir bina bütün güneşi kapatıyor. Çünkü geçen gün Stand by your man muhabbeti geçti ve ben Blues Brothers bebeklerimin el hareketlerini yaptım. Çünkü kimse anlamadı. Ne yani? Bunun adı da mı komşunun kızı iki yıl dayandı.

Yoruldum. Olmuyor.

4 yorum:

  1. vuhuu neler neler olmuş.. cidden etraf kötüymüş yahu!

    YanıtlaSil
  2. hay o komşu kızlarının ben. ağzına sıçıyım.

    YanıtlaSil
  3. on gün evde kalıp güç topladım kardeşler, bundan gayrı ne komşu kızı dinleyeceğim, ne de oda karşi.

    YanıtlaSil