space

space

Günlük gibi

buraya yazmayalı baya zaman olmuş gibi. yine hep yaptığım gibi, bu uzun süre esnasında ne yaptığımı düşündüm. cevabım yine kocaman bir hiçti ama neyse lan. en azından bu süre zarfında birini hala sevebileceğimi fark ettim. -gözlerimden de utandım. neyse.-

artık dağınık yazmaya başladım. tıpkı dolabım, saçlarım, kafam, kalemlerim. GİBİ. neyse. okula gidip gelmek gayet eğlenceli geliyor, onun dışında pek sosyal olduğum söylenemez. her tarafın yeşil olmasına ve bir yerlerde gizli saklı karanfillerin durmasına şaşırıyorum, ama bir şeyler sürekli içime ılık ılık akıyor. halimden de memnunum. gayet garip şeyler öğreniyorum. sarhoş insanların hayatlarını bu kadar pürüzsüz bir şekilde anlatmalarını mesela, yeni öğrendim / fark ettim. birini sevmenin her zaman da can acıtmayacağını gördüm / fark ettim. ama yine usul usul bekleyeceğimi anladığım an tadım biraz kaçtı. hayat. WHAT CAN I DO?

derdimin şehirlerle olmadığını anladım. sorun mutsuzluğun beni evi olarak benimsemesi olabilir. bundan emin değilim. ya da eminim. -"hem hiç şüphem yok, hem de hiç emin değilim." / Feyyaz Yiğit.- kendime gereksiz şeyleri adam gibi itiraf etmeye başladım. aman. bir şeyler oluyor işte. dediğim gibi, dağınık. yazdıklarıma sığamıyordum diyordum, şimdi görüyorum ki halim içler acısı. 

bir şeyler yazmaya çalışıyorum. oluyor gibi. ama bazen olmuyor da. kendime olan güvenimi bir yerlerden bulup çıkarırsam, belki yazdıklarımı burada paylaşırım. zamanında Haydar'ı yazmıştım. Haydar öyle kaldı, zaten hayallerimizdeki yakışıklı çocuk da olmayacaktı. 

her şeyden ziyade, bugün gözlerimden utandım, ama utanmadım da. insanların gözlerinin içine bakmayı yeni öğrendim, ve bu çok güzel bir duygu. yani en azından, en azından da değil, doğru insanların gözüne bakınca güzel bir duygu. ne diyorduk? birinin gözlerinin en içine dakikalarca baktım ve kafamdan geçen şeyleri gözlerime yansıtmaya çalıştım.

senin ne biçim gözlerin var lan saydam, dedi. 

başıma bir silah dayayıp beynimin parçalarıyla bir duvar resmi yapsaydın, dedim. 

sonra aklımdan geçen tek şey, bazı sigaraların ne kadar çabuk bittiği oldu. 


2 yorum:

  1. Günlük gibi, ve ççok güzel :)

    YanıtlaSil
  2. ne güzel yazmışsınkisenöyle.
    duygularıma tercüman olmuşsun hocu.
    şu okula gidip gelip sosyal olmama durumu çok tanıdık

    neyse işte. öyle. dağınıklık da iyidir.

    YanıtlaSil