space

space

Ne diyeceğimi bilemedim

" ...ve artık onun için hepsinden önemli olan benden adımdan adımın güzelliğinden bahsederdi Günseli Günseli seli seli Selim Selim derdi gülerdik evet içinden gelen bir çoşkunlukla gülerdi güldürmek için beni neler yapmazdı aşk sanat okulunun birinci sınıfında bir öğrenciyim bana kafamdaki bütün güzellikleri birleştirmek için bildiğim bütün güzellikleri seninle yaşayabilmek için neler verdiğini bilsen derdi bunu başarabilecek miyim bütün okuduklarımı düşündüklerimi hissettiklerimi anlatmalıyım onların senin gözündeki yansımalarını bilmeliyim hayır hepsini yeni baştan okumalıyım düşünmeliyim senden önce ve senden sonra bütün bunlar ne ifade etmiş ne ifade ediyor bilmeliyim hayır yalnız senden sonra seninle neler oluyor onu bilmeliyim hayır hiçbir şey bilmemeliyim bilmek kelimesini sözlükten çıkarmalıyım satırların arasına sıkışıp aşka kapalı kaldığım devirlerde kaçırdığım güzellikleri yakalamalıyım evet kendime hesap sormalıyım evet geçmişte tek başına güzelliğini hissedemediğim hayır hissettiğimi bilmediğim hayır belki bildiğim fakat ifade edemediğim bütün yaşantımın içindeki birikimleri seninle senin güzelliğinle birleştirmeliyim evet onların da bir hikmeti vardı onlar da senin dışında yaşanmış değildi her şeyin birden bire bir anlam kazanmasının büyüsünü sezmeliyim Allahım ne kadar çok işim var ben gidiyorum müsaadenizle sizi sevmek için eve gidiyorum..."

Oğuz Atay, benim için; elimin öylesine çevirdiği bir sayfada kalıp saatlerce ağlamak demekti. Bazen de mutlu olmak için taze taze demlediğin sıcacık çayın buz kesmesi.
Zaten ben monologdan yanayım, sevgisiz acımaya karşıyım, inşallah bu arada hangi bardak kimindi, unuturum.


Hayatımın bir parçası Oğuz Atay'da kaldı. 

1 yorum: