Rüyamda hamam böcekleriyle boğuşuyorum. Kahverengi oluyorlar. Ve kocaman. Üstüme tırmanıyorlar.
Annem orda oluyor, ama gelmiyor. Böceklerden çok korktuğumu herkes bilir; ama sadece annem takar.
Annem yardım etmiyor.
Uyanıyorum.Çoğu zaman sinirli. Mecalsiz. Bir şekilde mecalsiz işte. Cümlelerim ve ben, aynı anda evden çıkıyoruz. Birbirimizi öpmüyoruz. Eve geliyorum; orda oluyorlar. Onları sevemiyorum. Bağrıma basmaksa ölüm.
Okula gidiyorum. Aynı yüzlere yine bakmaya yelteniyorum, yine olmuyor. Ben de yüzlerin ayaklarına bakıyorum. Bütün ayakların amacı, yeni maskeler oluyor. Dayanamıyorum. Ben maskelerden korkarım.
Sınavlar oluyor. Birde, ekşi yüzler. Küçülmüş gözler. Kibirle kıvrılmış dudaklar.
Bazen hepsi birlik olup saçıma laf ediyor. Bazen ayakkabılarıma. Hatta umarsızca burnumu sildiğim montuma bile kızdıkları oluyor.
Bazen hepsi birlik olup saçıma laf ediyor. Bazen ayakkabılarıma. Hatta umarsızca burnumu sildiğim montuma bile kızdıkları oluyor.
Sinirleniyorum. Elimde değil. Geçen gün bir kitabı sıraya vura vura yamulttum. Sakinleştim demek yanlış olur; elime geçen tek şey onlarca çift göz oldu. Hepsi bana baktı. O gözlerin her birinde aynı cümle parlıyordu; ''Sana yardım edebiliriz.'' Hiçbirine anlam veremedim.
Konuşmaya çalıştım. Sözcükler ağzımdan çıktı. Ama geri gelmedi. Artık kendimi bile zor sahiplenebiliyorken, sözcüklere get back jojo demek çok anlamsız. En azından artık çok anlamsız.
Okuyamam daha büyük bir acı. Belki de benim küresel sorunum. Sayfalara sığınamadığım zaman akrep ters dönüyor. Haliyle başım da dönüyor.
Ama hala odamı seviyorum. Dört bir yandan fışkıran afişlerimi; beni yutabilecek kadar büyük olan kitaplığımı, kaloriferle sevişen yatağımı, ve her şeyden önemlisi, uçsuz bucaksız tavanımı.
adeta ruh halim sana paralel geçiş yapmış. at onu. AT. en az böcekler kadar çirkin ve korkunç.
YanıtlaSilLarien, rüya tabirleri falan var evde. gittim ona baktım. Hamam böceğinde yaşayabilmek için kendinizi saklamalısınız falan yazıyordu. ALLAAAH diyip kitabı kapattım.
YanıtlaSil