Bugün kedilere yemek hazırlıyordum.
Bi arkadaşım anal seksten bahsediyordu.
Daha önceki yazılarımdan birinde bahsetmişim olduğum bi arkadaşım vardı hani, adı İsmail'di.
İşte o İsmail geldi, anal seks muhabbetinin üstüne 'Ona küçük sürprizler yapın.' dedi ve gitti.
Ben. Toparlanamadım.
Sonra İsmail'le birlikte dershaneye gitmeden önce bir şeyler içelim dedik. O buz gibi sokakta çay bardağına sarılırken bi arkadaş geldi. Bizimle on dakika oturup bi çay içti. Sonra
acelem var ben kalkayım dedi ve hesabı ödemeye gitti. İçerden üç çayın hesabını ödediğini duyup sevindik.
Sonra bize kalan parayla iki çay daha aldık ki arkadaş koşa koşa geldi. HESABI BEN ÖDEDİM OLM SAKIN PARA VERMEYİN dedi ve yanımıza gelemeden geri dönüş yapıp koştu.
İsmail çok kıkırdadı, ben de kıkırdamakla donmak arasında kaldım.
17 yaşına gelmiş adamım ve daha midye dolması yemedim. İsmail bunu duyunca yıkıldı. Ama yıkılmasıyla beni midyeciye sürüklemesi bir oldu.
Adam midyeyi açtı. Ben de içinde sadece pilav var zannettim.
Aslında ben midyenin kabuğu çok estetik olduğu için midye kabuğu içinde lokma lokma pilav satıyorlar sanıyordum.
Hatta yıllarca midye dolması yemememin sebebi amaan boşver eve gidince pilav yapar yerim.'di.
Şey, MİDYE YUMUŞAKGİLMİŞ.
Bunu anladığım ilk saniye kendimi
Adeta gerçekteki canlandırmalar gibi AMAN TANRIIIIM diye bağırırken buldum.
Kendimi
Sabri Yıldız gibi attıracak ve yerlerde de yuvarlanacaktım ama cadde doluydu.
Aferin İsmail.